İnce Sözler

Yürek bu. Yük çeker bir nesne değil. Ancak her türlü acılara katlansa da, yapılan kahpeliklere ve nankörlüklere, hiç dayanamaz.

Dostlarım öyle profesyonel insanlar ki. Neremden vuracaklarını çok iyi bilirler. Hedeflerini şaşırdıkları görülmemiştir.

Asalet, suskunluktan gelir. Ancak bencil insanlar, bunu zayıflıktan bilir.

Böyle hafif hainlikler, beni yıpratmaya yetmez. Daha ciddi, profesyonel planlarla kuyumu kazmanızı bekliyorum. Zira, mühim ve ciddi bir iş yapıyorsunuz değil mi?

Yaptığım fedakarlıkların farkına varmayıp, inkar eden nankörler. Gün gelir, cefa görmeye de mahkum olur.

Sessizliğimi kafaya takmasın kimse. Fırtına öncesini bilirsiniz. Ne gücümün tükendiği var, ne dilim oldu lal. Sessizce bekliyorum. Daha dahice planlar yapıyorum.

Arkamdan ileri geri konuşanlar. Sanmayın ki sizlere verilecek bir cevabım yok. Sadece hasetten, eziklikten, boş insan olmaktan dolayı söylenen sözlere karnım tok.

Ne sizin bindiğiniz lüks arabalara tamah ederim, ne cüzdanınızın kalınlığına. Ben adamlığınıza bakar, bir tek ona aldanırım.

Bir manita uğruna ölmeyi, az cesareti olan herkes becerir. Ancak, uğruna can verecek kadar değerlisini bulmak, her yiğidin harcı değildir. Değerli olan, zor ve ulaşılmaz olur.

Zaman, insanlara faydalı olabildiğiniz kadar değerlidir. O yüzden gereksiz, bir saniyeninize bile değmeyen insanlara, fazla zaman harcamayın.

Bazı erkekler var ki, gerçekten kadın eteği giyseler, kadınlara erkek gömleğinin yakıştığından daha fazla yakışacaktır.

Yalanlar üzerine kurulan hayat, temeline demir konulmamış bina gibidir. Eninde sonunda çöker ve yalancı, o enkazın altında can verir.

Hayatımda nokta kadar değeri ve yeri olmayanların, kendisini imla bütünü olarak görüp öyle davranmasına hayranım.  Ancak kimse unutmasın ki, kağıtta kalemde benim önümde. Ben cümleleri, imlasızda kurarım.

Kamuoyuna duyurulur. Artık eski saflığımdan eser kalmadı. Dostum bile sırtımı sıvazlasa. Aklıma gelir, vuracağı yerimi yokluyor acaba?

Dün her türlü kötülüğü yapıp da, bugün iyi günümde etrafımda dört dönenlere şaşıyordum. Meğer ki önlerine, yal koymayı unutmuşum.

Kral olmayana taç takarsan, ilk fırsatta senin idam fermanını imzalar.

Beni dinamit zannedenler. Fitilim sizin elinizde. Yakmadığınız sürece, asla patlamam.

Bazıları öylesine övgüyle bahsediyor ki kendinden. Dinlemesi her ne kadar hoş olsa da, inanması oldukça zor.

Öyle erkekler var ki, piyasa kızları gibi. Tek farkları erkeklere benziyor olmaları, görüntüleri biraz kıllı.

Kendini gözünde bu kadar büyütmeseydin keşke. Nihayetinde, benim görebildiğim kadarsın. Tepem daha fazla atarsa eğer, geriye döndüğümde kalan koca bir yalansın.

Yaklaşmasını bilmeyenler, egolarımın yüksek olduğunu zanneder. Önemli değil. Zaten herkes, asıl karakteri gibi zanneder.

Göz yapılanları görmek, kulak duymak, yürek hissetmek istemez ise. Zerre faydası olmaz, sen o göze güneşi soksan bile.

Seni unutamayıp, kafama taktığım doğrudur. Ne pis bir huyum var ki, Gereksiz şeyleri kafama takmadan edemiyorum.

Aç gözlülük yapmaya gerek yok. Gerçekten değer verebileceğin ve değer görebileceğin kadar dost edinmek, hem israfı önler, hem kaliteyi artırır.

Bazılarında öyle dümenler var ki. En hırçın denizlerde seyreden gemiye kaptan olsalar, gemiyi karaya getirmekte hiçbir zorluk çekmeyeceklerdir.

Sanmayın ki kadınların gözlerini, sadece doğradığı soğan yaşartır. Öyle hıyarlar var ki, soğanlara taş çıkartıp, en acısını yaşatır.

Acılar içinde kıvranıyorum. Yıkılıp kırılan hayallerin, can yakan kesikleri var gönlümde.

Kimi insan vardır ki, varlığı dostlarının önünü aydınlatır. Kimileri de vardır ki, yanınızdan ayrıldığınızda, dünyanızı aydınlatır.

Giderek bana darbe vurduğunu zannedenler, görüp baksın ki asıl yanımda olması gerekenler zaten hep yanımda. Sizin çekip gitmeniz, birde üzerine hava basmanız, acaba sizce  kimin umurunda?

Hayatımda, iyilerin ve kötülerin yeri elbette farklıdır. Kimi bizim için hoş gelir. Kimi ise güle güle diyerek, terk edilir.